Bu Blogda Ara

13 Mart 2013 Çarşamba

YAZIM TÜRLERİ


ROMAN
İnsanların yaşadıkları ya da yaşayabilecekleri olayları, yere, zamana ve şahsa bağlayarak anlatan eserlere roman denir.
*Romanda olaylar geniş ve ayrıntılı olarak anlatılır.
*Ana olay etrafında olaycıklar vardır.
*Şahıs kadrosu geniştir.Karakter çözümlemeleri yapılır.
*Zaman olarak geri dönüşler olur.
Romanlar çeşitli türlere ayrılır;
- Tarihi Roman: Konusunu tarihten alır.
- Töre Romanı: Toplumun yaşayış tarzını, geleneklerini, adetlerini işleyen romandır.
- Psikolojik Roman: Ruh çözümlemelerinin yapıldığı romanlardır.
- Egzotik Roman: Uzak ve yabancı ülkelerin doğa ve insanlarını anlatan romandır.
- Tezli Roman: Bir görüş veya düşünceyi savunan romandır.
- Polisiye Roman: Dedektif hikayelerini anlatan romandır.
  Daha ayrıntılı bilgi için romanlar bölümünü ziyaret edebilirsiniz.
HİKAYE
Olmuş ya da olması mümkün olan olayları anlatan  kısa sanat eserleridir.
*Tek bir olay vardır.Olaycıklar yoktur.
*Şahıs kadrosu romana göre dardır.
*Kişiler çoğu zaman hayatlarının belli bir anı içinde anlatılır.
*İki tür hikaye görülür;
a)Olay Hikayesi: Maupassant tarzı da denir. Olay esastır.Bizdeki temsilcisi, Ömer Seyfettindir.
b)Durum Hikayesi: Çehov tarzı da denir. Olaydan çok insanın belli bir zaman dilimindeki durumu anlatılır.Bizdeki temsilcisi, Sait Faik Abasıyanıktır
>>>> Hikayeler bölümümüzü ya da Hikaye, Özellikleri, Yapı Unsurları  sayfamızı da ziyaret edebilirsiniz.
MASAL
Olağanüstü olayların anlatıldığı sözlü bir edebiyat ürünüdür.
*Olaylar hayal ürünüdür.
*Yer ve zaman belli değildir.
*Kahramanlar insanüstü nitelikler gösterir.
*İyiler hep iyi, kötüler hep kötüdür.
*iyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır.
*Eğiticilik esastır. Evrensel konular işlenir.
*Olaylar miş’li geçmiş zaman kullanılarak anlatılır.
 >>>Daha ayrıntılı bilgiler için masallar bölümümüzü ziyaret edebilirsiniz.
MAKALE
     Bir gerçeği açıklamak, bir konuda görüş ve düşünceler  öne sürmek ya da bir tezi savunmak, desteklemek için yazılan yazılara makale denir.
*Anlatım yalın ve yoğundur, nesnel bir nitelik taşır.
*Öne sürülen düşünce ve tez kanıtlanır.
*Söz oyunlarına baş vurulmaz, süslü anlatımdan uzak durulur.
*Her konuda makale yazılabilir.
*Gazete ve dergilerde yayımlanır.
 >>> Örnek makalelere de bakabilirsiniz.
DENEME: Yazarın herhangi bir konudaki görüşlerini, kesin kurallara varmadan, kanıtlamaya kalkmadan, okuyucuyu inanmaya zorlamadan anlattığı yazı türüdür.
*Yazar, kendisiyle konuşuyormuş gibi bir hava sezdirir.
*Samimi bir dil kullanılır.
*Yazar, öne sürdüğü görüşleri ispatlamak zorunda değildir.
*Yazarın kesin bir sonuca varma zorunluluğu yoktur.
*Nurullah Ataç ”Deneme, ben ülkesidir” der.
*Yazar anlatımda ve konu seçiminde özgürdür.
*Türün ünlüleri, Ahmet HaşimNurullah AtaçSuut Kemal YetkinAhmet Hamdi Tanpınar,Selahattin Eyyüboğlu.
 →>>>  Örnek denemelere de bakabilirsiniz.
FIKRA
     Yazarın, gündelik olayları, özel bir görüşle, güzel bir üslupla, kanıtlama gereği duymadan yazdığı kısa, günübirlik yazılardır.
*Gazete yazısıdır.
*Yazar düşüncelerini kanıtlama yoluna gitmez.
*Dil tabiidir.Günlük deyimlere, yer yer nükteli sözlere yer verilir.
*Okuyucuyla sohbet ediyormuş gibi bir hava sezdirilir.
*Türün ünlüleri, Ahmet RasimFalih Rıfkı,
SOHBET
     Yazarın, gündelik olaylarla ilgili düşüncelerini, okuyucu ile karşı karşıya oturup konuşuyormuş gibi içten bir hava içinde yazdığı yazılara sohbet denir..
*Herkesi ilgilendiren konular seçilir.
*Cümleler çoğu zaman konuşmadaki gibi devriktir.
*Yazar, sorulu-cevaplı  cümlelerle konuşuyormuş hissi verir.
*İçtenlik, samimilik,doğallık sohbetin özelliklerindendir.
*Türün ünlüleri, Ahmet Rasim, Şevket Rado, Atilla İlhan.
ELEŞTİRİ
     Sanat, edebiyat, düşünce eserlerini hem öz hem yapı yönünden açıklayan, başarılı ve   başarısız ya da değerli ve değersiz yönlerini gösteren, bunları örneklerle somutlayıp  belirten yazı türüdür.
*Eleştiri objektif olmalıdır.
*Eleştiride amaç okura ve yazara yol göstermektir.
*Eleştirmenin kişisel duygularını kattığı eleştirilere öznel eleştiri, kişisel duygularını katmadığı,objektif olduğu eleştirilere de nesnel eleştiri denir.
GÜNLÜK (GÜNCE)
 Yaşanan olayların, izlenimlerin, tarih atılarak, günü gününe yazılması ile oluşan türe günlük denir.
*Kısa yazılardır.
*Olayı yaşayan kişi tarafından yazılır.
*Yazarın hayatından izler taşır.
*İçten ve sevecendir.
*Ruzname de denir.
*Türün ünlüleri, Oktay Akbal, Suut Kemal Yetkin,
Seyit Kemal Karaalioğlu.
HATIRA (ANI)
Bir yazarın kendisini yaşadığı ya da tanık olduğu olayları, sanat değeri taşıyan bir üslupla anlattığı yazılardır.
*Geçmişteki olay üzerine yazılır.
*Yazar, olayları kendi bakış açısından anlatır.
*Anılar, yaşandığı dönem hakkında bilgi verir.
*Anılarda, yazarın kişisel bakışı söz konusudur.
 BİYOGRAFİ
Ünlü kişilerin hayatını anlatan yazı türüdür.
*Kişiyi tüm yönleriyle tanıtır.
*Açık, sade bir dil kullanılır.
*Divan edebiyatında şairleri anlatan bu eserlere, “Tezkire” denirdi.
*Türün ünlüleri; Mithat Cemal Kuntay, Şevket Süreyya Aydemir.
OTOBİYOGRAFİ
Bir kimsenin kendi yaşam olaylarını anlattığı eserlerdir.
*Çoğu zaman bunlarda, sanatçı kendisiyle beraber aile büyüklerinden, çevreden, aile içi durumlardan da söz eder.
MEKTUP
Bir düşünce veya duygunun birilerine iletilmesi amacıyla yazılan özel yazılara mektup denir..
GEZİ YAZISI
Gezilip görülen yerler hakkında yazılan yazılardır.
*Gezi yazısında yazar daima, gezdiği yerleri anlatmalı, uydurma, yanlış bilgiler vermemelidir.
*Yazar gördüklerini, okuyucusunun daha iyi algılaması için, karşılaştırma yapar.Okur sanki o yerleri sanatçıyla gezer gibi olur.
TİYATRO
Hayattaki olayları konu edinen, sahnede oynanmak amacıyla yazılan edebi eserdir.
*Roman ve hikaye soyut olduğu halde, tiyatro somuttur.
*Tiyatro eserleri, konularına göre dram, trajedi ve komedi gibi türlere ayrılır.
A-TRAJEDİ:
Seyirciye, hayatın acıklı yönlerini göstermek, ahlak, erdemi anlatmak için yazılmış manzum eserlerdir.
*Konusunu seçkin kimselerin hayatından ya da mitolojiden alır.
*Kahramanları tanrılar, tanrıçalar ve soylu kimselerdir.
*Kusursuz bir üslubu vardır. Kaba sözlere yer verilmez.
*Eser baştan sona kadar ağırbaşlı, ciddi bir hava içinde geçer.
*Çirkin olaylar, seyircinin gözü önünde gerçekleştirilmez, sahne arkasında gerçekleştirilir. Bu olaylar haberciler tarafından sahnede aktarılır.
*Üç birlik kuralına uyulur.( Yer, zaman, olay )
*Oyunda korolara yer verilir.
*Ünlü trajedi yazarları;
Eski Yunan; Aiskhylos, Eurupides, Sophokles.
Fransız; Corneille, Racine.
B-KOMEDİ:
İnsanların ve olayların gülünç yönlerini ortaya koymak, izleyenleri güldürmek ve düşündürmek amacıyla yazılmış tiyatro eseridir.
*Konusunu, yaşanılan hayattan ve günlük olaylardan alır.
*Kişiler halktan ve yüksek zümreden her çeşit insan olabilir.
*Her türlü söze şakaya yer verilir.
*Kişilerin her türlü davranışları sahnede gösterilir.
*Birbirini izleyen diyalog ve koro bölümlerinden oluşur.
*Manzum olarak yazılır.
*Üç birlik kuralına uyulur.
Türün yazarları, Yunan-Aristophanes, Fransız- Moliere.
C-DRAM:
 Hayatı olduğu gibi acıklı ve gülünç yönleriyle sahnede göstermek için yazılan tiyatro eseridir.
*Hayatı olduğu gibi yansıtır. Trajedi ve Komedi kaynaşmıştır.
*Konusunu günlük yaşamdan ve tarihten alır.
*Üçbirlik kuralına uyma zorunluluğu yoktur.
*Olaylar, çirkin dahi olsa sahnede gösterildiği gibi kişiler hangi sınıf ve halktan olursa olsun dramda yer alır.

11 Mart 2013 Pazartesi

YUNUS EMRE DEN SÖZLER



Adımız miskindir bizim/Düşmanımız kindir bizim/Biz kimseye kin tutmayız/Kamu alem birdir bize. 

 


Ak sakallı bir koca, hiç bilmeyen hal nice / Emek vermesin hacca, bir gönül yıkar ise. 

 


Aklı olan, karkmak gerek, / Nefs elinden, hırs elinden.

 


Aşk aşıkı şir eder / Aslanı zincir eder / Katı taşı mum eder.

 


Aşk imamdır bize, gönül cemaat/Dost yüzü kıbledir, daimdir salat. 

 


Aşka varınca kanadı kim arar.

 


Aşkın pazarında canlar satılır/Satarım canımı alan bulunmaz/ Yunus öldü deyu selan verirler/ Ölen beden imiş, aşıklar ölmez. 

 


Âşksızlara verme öğüt/Öğüdünden alır değil/Âşksız âdem hayvan olur/Hayvan öğüt bilir değil. 

 


Az söz er öğüdüdür, çok söz hayvan yüküdür/Bilire bir söz yeter, sende gevher var ise. 

 


Ben gelmedim davi için/Beni işim sevi için/Dostun evi gönüldendir/Gönüller yapmağa geldim. 

 


Beni bende deme bende degilim/Bir ben vardir bende benden içeri. 

 


Bir gönülü yapamazsan, yıkıp viran eyleme…

 


Bir gönülü yaptın ise/Er eteğin tuttun ise/Bir kez hayır ettin ise/Binde bir ise az değil. 

 


Bir kez gönül yıktınısa/Bu kıldığın namaz değil/Yetmiş iki millet dahi/Elin yüzün yumaz değil. 

 


Biz talibi ilimler, aşk kitabı okuruz/Çalab müderris bize, aşk hod medresesidir. 

 


Bu dünyada bir tek şeye, yanar içim, göynür özüm/Yiğit iken ölenlere, gök ekini biçmiş gibi. 

 


Cümleler doğrudur sen doğru isen, / Doğruluk bulunmaz sen eğri isen.

 


Çok mal haramsız, çok söz yalansız olmaz. 

 


Dağa düşer kül eyler/Gönüllere yol eyler/Sultanları kul eyler/Hikmetli nesnedir aşk. 

 


Dervişlik dedikleri hırka ile tac değil/Gönlün derviş eyleyen hırkaya muhtac değil. 

 


Dervişlik olsaydı, tac ile hırka, / bizde satın alırdık, otuza kırka.

 


Dozt yüzü göricek şirk yağmalandı/Onun çün kapıda kaldı şariat. 

 


Dört Kitab’ın manisin okudum ezber ettim/Aşka gelince gördüm bir uzun hece imiş. 

 


Dört kitabın ma'nisi/Bellidir bir elifte/Sen elifi bilmezsin/Bu nice okumaktır. 

 


Dünyada dertsiz baş olmaz. 

 


Edebim el vermez edepsizlik edene, / Susmak en güzel cevap, edebi elden gidene.

 


Eğer bir müminin kalbin kırarsan, / Hakk'a eylediğin secde değildir.

 


Elif okuduk ötürü/Pazar eyledik götürü/Yaradılmışı hoş gördük/Yaradandan ötürü. 

 


Emeksiz zengin olanın, / Kitapsız bilgin olanın, / Sermayesi din olanın, / Rehberi şeytan olmuştur.

 


Ey çok kitaplar okuyan sen mi tutarsın bana dak/Tâ bilesin sırrı ayan gel aşktan oku bir sebak. 

 


Fukara kalbine her kim dokuna/Dokuna sinesi Allah okuna. 

 


Geldi geçti ömrüm benim, şol yel esip geçmiş gibi/Hele bana şöyle geldi, bir göz açıp yummuş gibi.

 


Gelin tanış olalım / İşi kolay kılalım / Sevelim, sevilelim / Dünya kimseye kalmaz. 

 


Gönül çalabın tahtı, Çalap gönüle baktı/İki cihan bedbahtı, kim gönül yıkar ise. 

 


Hor bakma sen toprağa, toprakta neler yatur, / Kendi bunca evliye, yüz bin peygamber yatur.

 


Hoştur bana Sen'den gelen, / Ya gonca gül, yahut diken, / Ya hayattır, yahut kefen, / Narın da hoş, nurun da hoş, / Kahrın da hoş, lütfun da hoş.

 


İlim ilim bilmektir/İlim kendin bilmektir/Sen kendini bilmezsin/Ya nice okumaktır. 

 


İşidin ey yarenler/Kıymetli nesnedir aşk /Değmelere bitinmez /Hürmetli nesnedir aşk. 

 


Keleci bilen kişinin/Yüzünü ağ ede bir söz/Sözü pişirip diyenin/İşini sağ ede bir söz. 

 


Kılavuz ol gönül bana/Gel gidelim yârdan yana/Canım kurbandır canana/Gel gidelim dosta gönül.

 


Kırma dostunun kalbini, onaracak ustası yok. Soldurma gönlün çiçeğini, sulamaya ibrik yok.

 


Kimde bir güzellik varsa, bilsin ki ödünçtür.

 


Kimsenin dinine biz hilaf demeziz/Din tamam olunca doğar muhabbet. 

 


Kişi bile söz demini/Demeye sözün kemini/Bu cihan cehennemini/Sekiz uçmağ ede bir söz. 

 


Ko gülen gülsün Hak bizim olsun/Gafil ne bilsin Hakk'ı sever var. 

 


Mal sahibi, mülk sahibi/Hani bunun ilk sahibi/Mal da yalan, mülk de yalan/Var, biraz da sen oyalan.

 


Ne bellersin bu teni, / Sinde kurt kuş yer gider.

 


Ne varlığa sevinirim / Ne yokluğa yerinirim / Aşkın ile avunurum / Bana seni gerek seni. 

 


Ne yoksul-u baylardasın/Ne köşk-ü saraylardasın/Girdin miskinler gönlüne/Edindin durak Çalab’ım. 

 


Nefistir seni yolda koyan, / Yolda kalır nefse uyan.


 


Okumaktan murat ne/Kişi Hak'kı bilmektir/Çün okudun bilmezsin/Ha bir kuru emektir. 

 


Sen sana ne sanırsan, ayruğa da onu san/Dört Kitab’ın manası, budur eğer ver ise. 

 


Söz ola kese savaşı,/Söz ola kestire başı /Söz ola ağulu aşı, /Yağ ile bal ede bir söz. 

 


Sözü bilen kişinin,/Yüzünü ak ede bir söz/Sözü pişirip diyenin,/İşini sağ ede bir söz. 

 


Sular hep aktı geçti, / Krudu vakti geçti, / Nice han, nice sultan, / Tahtı bıraktı geçti, / Dünga bir penceredir, / Her gelen baktı geçti.

 


Yar yüreğim yar gör ki neler var/Bu halk içinde bize güler var. 

 


Yetmiş iki millete bir göz ile bakmayan, / Şehrin evliyasıysa da hakikate asidir.

 


Yol odur ki doğru vara/Göz odur ki Hak'kı göre/Er odur alçakta dura/Yüceden bakan göz değil. 

 


Yunus Emre der hoca/Gerekse bin var hacca/Hepisinden iyice/Bir gönüle girmektir. 

 


Yüce tahta binenler yere düştü, / Yüce benim diyene sinek üştü.

 


Zehr ile pişen aşı, / Yemeğe kim gelir?